Diyorum ki; kamera şöyle bir kare ile başlasa! Ülke, istibdada hâlâ meyilli birilerinin “Artık yeter. Söz milletin” sloganına güvenip oy vererek yeni bir sürece girmiştir. Bolluk, refah ve hürriyet vaadi vardır söylemlerde. Bir gün gelmiştir ki; bu vaatleri paylaşanlar imtina etmişlerdir sözlerinden. Bu kez kamera kerli felli bir adamın dudaklarından dökülen kelimelere takılı kalmıştır: Üstelik zat ülkenin cumhurbaşkanıdır; “Kürtlerden bin tanesini Taksim Meydanında sallandıralım ki diğerlerine ibret-i âlem olsun” demektedir. Yetmemiştir muhterem zatın söyledikleri, ülkenin Başbakanı da teyit etmektedir: “Sallandıralım. Ama dış kamuoyuna da Komünist Kürtçü bir hareket olarak yansıtalım ki ekonomik anlamda bunu bir avantaja dönüştürelim”.  Ve sonra kurulur tezgâh. 50 kişilik onay alınır. İsimlerin yazılacağı yerler boş bırakılıp sonra doldurulmak kaydıyla. Toparlanır 50 Kürt şahsiyeti. Mekân, İstanbul Harbiye Merkez Kumandanlığı olarak seçilir. Hücre sayısı 40 kişilik olduğundan 10 kişi duruşmalara dışarıdan katılır. Ve ülke 1959 senesinde Kürt şahsiyetler hakkında savcının idam istemiyle gündem tutar. Çok acı çeker içerdekiler. Biri ölür. İçerdekilerin yakınları perişan olur. Dört yıl sonra tümü beraat eder. Ama olayın yaşandığı tarihten tam 50 yıl sonra biri, Yavuz Çamlıbel çıkar ve bir kez daha 49’lar dosyasını, kendi tanıklığında yeniden açar.  Şehmuz Diken


49'lar Davası


302

Turki

Araştırma İnceleme Kitapları

2015




Bêjeyên Sereke

49'lar Davası
Başarıyla Sepete eklendi !
whatsapp number