Hilmi Yavuz, İbrahim Halil Baran şiirine ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: “İbrahim Halil Baran ürkütücü imgelerle inşa ediyor şiirini. Ürkütücü, evet, çünkü imgesel bir Kıyamet’i betimliyor. “kendinde bir talan adamı olarak kal[an]” ve “ruhunu elmas bir yarayla döven” bir şairin kıyametini… Sular Divanı’nın adından da anlaşılacağı gibi Tufan’la gelecek bir Kıyamet bu: “su ve su”yla taşan, neredeyse her dizesini suyla Tufan’a dönüştüren bir şiir…
Bu Kıyamet ya da Tufan, bize artık “ruhların ve çiçeklerin vaktinde” olmadığımızı bildiriyor. Şair, “yatağında akrep kokusu”yla ve sanki “taşla gül arasında uyuyan gençliği”yle Nuh’un gemisindedir. Tufan’a “biat etmeyen” bir şairdir o. Ve gemi, “evlat edindiği söz”ün bile yetmediği bir Blake evrenine doğru yol alıyor, “yanlış bir şehre demirlerini atan” bir denizi düzelterek…
İbrahim Halil Baran; şiirde bir Tufan’ın kaptanı…”
Mehmet H. Doğan, “Sular Divanı” için şunları söylüyor: “Nicedir, ortak dili, sözcükleri ve havasıyla yeni bir şiirin ayak sesleri geliyor “doğu”dan. İbrahim Halil Baran gibi genç bir şairin şiirinde de aynı sesi buldum: umut değil acı emziren; sevgilinin memelerinden “süt yerine kan”ın aktığı; meleklerin “ibriklerden kirli sular içtiği”; kendi içinde kavrulup duran, yüzü gülmeyen bir şiir. Ama yine de “ceylan diriliği”nde umudu ve aşkı çağırıyor.”


SULAR DİVANI


96

Turki

Şiir

2000




Bêjeyên Sereke

SULAR DİVANI
Başarıyla Sepete eklendi !
whatsapp number